باب
الدليل على أن
من رضي بالله
ربا وبالإسلام
دينا وبمحمد
صلى الله عليه
وسلم
رسولا، فهو
مؤمن، ولإن
[وإن؟؟] ارتكب
المعاصي الكبائر
11- RAB OLARAK
ALLAH'I, DİN OLARAK İSLAM'I, RESUL OLARAK MUHAMMED (S.A.V.)'İ RıZA İLE / GÖNÜL
HOŞLUĞU İLE KABUL EDEN KİMSENİN -BÜYÜK MASİYETLERİ İŞLEMİŞ OLSA DAHİ- MÜMİN
OLDUĞUNUN DELİLİ BABI
56 - (34) حدثنا
محمد بن يحيى
بن أبي عمر
المكي، وبشر
بن الحكم.
قالا: حدثنا
عبدالعزيز
(وهو ابن محمد)
الدراوردي،
عن يزيد بن
الهاد، عن محمد
بن إبراهيم،
عن عامر بن
سعد، عن
العباس بن
عبدالمطلب؛
أنه سمع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول"
ذاق طعم
الإيمان، من
رضي بالله ربا
وبالإسلام
دينا وبمحمد
رسولا".
[:-150-:] Bize Muhammed b. Yahya b. Ebi Ömer el-Mekki ve Bişr b. Hakem
tahdis edip dediler ki. Bize Abdülaziz —ki İbni Muhammed ed-Deraverdi'dir—
Yezid b. el-ilad'dan, o da, Muhammed b. İbrahim'den, o da Amir b. Sa'd'dan, o
da Abbas b. Abdulmuttalib'den rivayete göre
o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinlemiştir:
"Rab olarak
Allah'a, din olarak İslam'a, Resul olarak Muhammed'e razı olan kimse imanın
tadını almış olur. "
Diğer Tahric: Tirmizi,
2623; Tuhfetu'l-Eşraf, 5127
NEVEVİ ŞERHİ: " ... İmanın tadını alır." et-Tahrir sahibi
(rahimehullah) dedi ki: Bir şeye razı oldum, ona kanaat getirdim, onunla
yetindim, onunla birlikte başkasını istemiyorum demektir. Buna göre hadisin
anlamı, yüce Allah'tan başkasını istemezse, İslam yolundan başka bir yolda
yürümezse, Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şeriatına uygun olmayan
yolu izlemezse demek olur. Şüphesiz bu nitelikte olan bir kimsenin kalbine
imanın tadı ulaşır ve böyle bir kişi de onun tadını almış olur.
Kadı
Iyaz (rahimehullah) dedi ki: Hadisin anlamı şudur: Böylesinin imanı sahih olur,
o iman ile nefsi rahat ve huzur bulur, o iman onun içinde iyice yer etmiş olur
çünkü onun sözü geçenlere razı olması Allah'ı tanımasının sabit, basiretinin
derinlikli olduğuna, imanın kalbinin içine kadar karıştığına bir delildir.
Çünkü bir işe razı olana o iş kolay gelir. Müminin de kalbine iman girecek
olursa yüce Allah'a itaatler ona kolay gelir ve onlardan lezzet alır. Allah en
iyi bilendir.
İsnatta
"ed-Oeraverdi" de bulunmaktadır ki ona dair açıklama Mukaddime'de
geçmiştir. Bu senedde Yezid b. Abdullah b. el-Had de vardır. O da Yezid b.
Abdullah b. Usame b. el-Had' dır. Muhaddisler "el-Had" ismini bu
şekilde ye'siz olarak söylerler ama Arap dilbilginlerine göre tercih edilen -bu
ve benzeri isimlerde- ya'lı olmasıdır. "eı-Asi" ve "İbn
Ebu'l-Mevali" isimlerinde olduğu gibi. Allah en iyi bilendir.
Bu
hadis Müslim (rahimehullah)'ın tek başına rivayet ettiği hadislerden olup, bunu
Buhari (rahimehullah) Sahihinde rivayet etmemiştir.
A.DAVUDOĞLU
AÇIKLAMASI: Bu hadîsi yalnız Müslim rivayet etmiştir. et-Tahrir»
namın-daki Müslim şerhinde beyan olunduğuna göre; bir şeye razı oldum, demek:
«Ona kanaat ettim; onunla iktifa ederek başkasını istemedim» ma'nasına gelir. O
halde hadîsin ma'nası: «Allahdan başka ilah aramayan İslam yolundan başka bir
yola girmeyip yalnız Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şeriatına uygun
olan yolu tutan kimsenin kalbinde imanın halis lezzeti yer eder ve onun tadını
duyar.» demek olur.
Kaadi
İyad'a göre hadîsin ma'nası: «Böyle bir kimsenin imanı sahih, nefsi mutmain, içi
rahat olur» demektir. Çünkü onun mezkur şeylere razı olması, onlar hakkındaki
bilgisinin sabit, basiretinin nafiz ve kalbinin mutmain olduğuna delildir.
Zira bir kimse bir şeye razı olursa o iş ona kolay ve lezzetli gelir. Kalbine
iman" girmiş bulunan mü'min de öyledir. Allah'a ibadetlerini yapmak ona
kolay ve lezzetli gelir.